Zihinsel engelliliğin ne olduğunu anlayabilmek için, zeka kavramının ne anlama geldiğini bilmek gerekmektedir.

Yörükoğlu’na göre zeka, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, öğrenilenleri yeni durumlara uygulayabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Yörükoğlu’na göre zeka, nesneler, sayılar, düşünceler ve olaylar arasında bağlantı kurabilmeyi buradan da yeni bir sonuca gitmeyi gerektirir.

Çağlar’a (1979: 8) göre ise zeka, bireyin sahip olduğu beden, zihin, sosyal yetenek ve fonksiyonlarının bütünleşerek oluşturduğu çok yönlü bir beyin, öğrenme, uyum sağlama ve yeni bir şey yapma gücüdür.

Bütün bu tanımlardan hareketle zeka, bireyin kendi zihinsel potansiyelinin farkında olması ve toplumun kendisinden beklenen davranışları sergilemesidir, diyebiliriz.

Çeşitli tanımlardan zekanın tanımı ve zekayı tam olarak neyin oluşturduğu konusunda halen bir fikir birliğine varılamadığı anlaşılmaktadır. Bu yüzden zihinsel yetersizliği tanımlamakta çoğu zaman sorun olmaktadır.

Uzmanların çoğu zekayı “bilişsel yetenek” olarak düşünürken, bazıları da “gerçek yaşamda karşılaşılan sorunları çözme” şeklinde tanımlamaktadır. Zeka, “amaca yönelik uyumsal davranış” olarak da açıklanabilir.

Son yıllarda bilişsel zekadan ayrı olarak, sosyal zeka ve bunun alt kümesi olan duygusal zeka kavramlarının da ileri sürülmesi tanımlamayı daha karmaşık hale getirmiştir. Günümüzde zeka hem bilişsel yetenek hem de toplumsal uyum ölçütlerini kapsayacak şekilde tarif edilmektedir.

Çağımızda zihinsel yetersizlik anlamında “zeka yetersizliği”, “zeka özürü”, “normal altı zeka”, “oligofreni” ve yakın zamanda “gelişimsel engellilik” ve “gelişimsel gecikme” gibi terimler kullanılmaktadır. A. B. D. ’de 1970’den beri kullanılan “gelişimsel özürlülük” (developmental disability) terimi ise, zihinsel yetersizlik, serebralpalsi, otizm ve zihinsel yetersizlik ile yakından ilişkisi olan diğer nörolojik bozukluklar gibi ileri derecede ve süregen zihinsel ve fiziksel bozuklukları tanımlamak için de kullanılmaktadır.

Amerikan Zeka Yetersizliği Birliği (American Association on Mental Deficiency, AAMD) ’nin zihinsel yetersizlik için yaptığı tanımlamaya göre, zihinsel yetersizlik; gelişim döneminde meydana gelen, zihinsel işlevlerde önemli derecede normal altı ve bununla birlikte uyumsal beceri alanlarından (iletişim, öz bakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, toplumsal yararlılık, kendini yönetme, sağlık ve güvenlik, işlevsel akademik beceriler, boş zamanlarını değerlendirme ve iş yaşamı) iki ya da daha fazlasında sınırlılık gösterme durumudur.

Bu tanım zihinsel yetersizlikde, bireyin o anki uyum sorununu ve işlevsellikteki sınırlılığı şart koşar. Ortalamanın altındaki zeka işlevi ile birlikte iletişimde, kendine bakımda, evdeki yaşamda, toplumsal yeteneklerde ve toplumsal yararlılıkta, kendini yönlendirmede, sağlığı korumada, akademik işlevsellikte ve çalışma alanında iki veya daha fazla bozukluğun olması öngörülür.

Bireylerde zihinsel yetersizliği saptamak için yapılan epidemiyolojik çalışmalarda standartlar belirlenmiştir ve istatistiksel modele dayanan psikometrik ölçümler kullanılmaktadır.

Zihinsel yetersizlik tanısı için genellikle kabul edilen kesme noktası, ortalamanın 2 standart sapma altındaki zeka bölümü (Intelligence Quotient, IQ) dür. Bu değer 70 zeka puanının altını ifade eder.

Ülkemizde en yaygın karşılaşılan özür gruplarından biri de zihinsel engellilerdir. Zihinsel engelli sözcüğü genel olarak normal çocuklardan daha yavaş gelişen, daha yavaş öğrenen ve bu nedenle kişisel ve sosyal yaşantısını destek almadan sürdüremeyen çocukları tanımlamak için kullanılır. Zihinsel engelliliğin nedenlerini belirlemek oldukça zor olmaktadır.

Özellikle hafif derecede zihinsel engelli olan çocukların, yaklaşık %80 ile %85’inin zihinsel engelin , nedeni bilinmemektedir.

Zihinsel Engellilerin Sınıflandırılması

Son olarak yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde yapılan sınıflandırma öğrenmeye göre 4 gruba ayrılmıştır.

Buna göre: Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Zihinsel gelişim yetersizliğinden dolayı,bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde, hafif-orta-ağır düzeyde etkilenmesi durumudur.

Hafif Düzeyde  Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin, temel okuma yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumudur. Zihinsel yetersizlik gösteren çocukların %90’ına yakınını yetersizlikleri hafif derecede olan çocuklar oluşturmaktadır.

Bu çocuklar akranlarıyla karşılaştırıldıklarında, benzerlikleri farklılıklarından çok daha fazladır. Bu grupta yer alan bireylerin zeka bölümleri 50-75 arasındadır. Gerilik derecesine göre 8-12 yaş düzeyinde zekaya sahip olabilirler. En fazla ilköğretim altıncı sınıf düzeyinde akademik çalışmalar yapabilirler.

Toplumda bağımsız olarak hayatlarını sürdürecek uyumlu davranışlarda bulunabilirler. Yetişkinlik düzeyinde kısmen veya tamamen kendini geçindirebilecek, monoton ve yarı beceri gerektiren bazı işlerde çalışabilirler (Davaslıgil, 1996: 7). Bu gruba giren çocuklar geleneksel olarak normal okulların özel sınıflarında eğitim görmektedirler.

Günümüzde bu çocukların bir çoğu sınıf öğretmenlerine sağlanan anlık hizmetleri ya da çocuğa sağlanan destek hizmetleri ile normal sınıflarda eğitim görmektedir. Hafif derecede gerilik gösteren çocukların pek çoğu okula başlayana, hatta ileri sınıflara değin farkına varılamazlar.

Çünkü kendilerinden beklenilene yanıt verirler. Geleneksel olarak, zihinsel yetersizliği hafif derecede olan öğrencilerin öğretim programlarında, ilköğretim I. kademede okuma, yazma ve aritmetik gibi temel akademik konulara, II. kademede ve ortaöğretimde mesleki eğitim ve iş-çalışma programlarına ağırlık verilmektedir. Günümüzde meslek eğitimi ve günlük yaşam becerilerinin öğretimi çalışmalarına ilköğretimin daha erken sınıflarında başlanmaktadır.

Bu çocukların çoğu, altıncı sınıf düzeyine gelinceye değin temel akademik becerileri ve bağımsız ya da yarı bağımlı olarak yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli olan iş becerilerini edinirler. Yetişkinlik dönemine geldiklerinde mükemmel sosyal ve iletişim becerileri geliştirirler, okuldan ayrıldıklarında artık yetersiz olarak adlandırılmazlar (Heward, 1996).

Orta  Düzeyde  Zihinsel Öğrenme Yetersizliği: Bireyin, gecikmeli bir konuşma ve dil gelişimi, sosyal,duygusal veya davranış problemleri ile temel okuma yazma ve sayma becerilerini kazanmasında ortaya çıkan gecikme durumudur. Bu grupta yer alan bireylerin zeka bölümleri 36-49 arasındadır.

Ev ve çevrelerine uyum sağlarlar. Evde, kurumda veya özel önlemler alınmış iş yerlerinde hüner istemeyen veya az beceri gerektiren monoton bazı işlerde çalışarak geçimlerini sağlayabilirler (Davaslıgil, 1996: 7).

Orta derecede gerilik gösteren çoğu çocuk okulöncesi yıllardaki gelişimlerinde önemli derecede gecikme gösterir. Genellikle, yaşları ilerledikçe zihinsel, sosyal ve motor gelişim alanlarında akranlarıyla aralarındaki mesafe daha da açılır. Bu çocukların yaklaşık %30’unda Down Sendromu, yaklaşık %50’sinde beyin incinmesinin farklı türleri görülmektedir (Neisworth ve Smith, 1978). Hafif derecede geriliği olanlarla karşılaştırıldıklarında bedensel yetersizlikler ve davranış problemleri daha yaygındır.

Orta derecede gerilik gösteren çocuklar okul yıllarında genellikle özel sınıflarda eğitim görürler. Bu sınıflarda günlük yaşam becerilerinin öğretimi için oldukça yapılandırılmış eğitim programları uygulanır. Akademik çalışmalar genellikle işlevsel okuma becerilerinin ve temel sayı kavramlarının öğretimi ile sınırlıdır.

Geçmişte bu gruba giren çocuklar toplumdan uzak tutuluyor, yatılı kurumlara yerleştiriliyor, burada kendilerine oldukça sınırlı öğrenme yaşantıları sağlanıyor idi. Günümüzde bu çocuklara yaşamlarını sürdürebilmeleri ve üretici olabilmeleri için bireysel düzeyde yardım ve danışmanlık hizmetleri sağlanmakta, bu yönde başarılı sonuçlar alınmaktadır.

Ağır Düzeyde Zihinsel Öğrenme Yetersizliği:Bireyin,ciddi biçimde konuşma ve dil gelişimi güçlüğü,sosyal,duygusal veya davranış problemleri ile temel öz bakım becerilerini öğrenmesinde ortaya çıkan gecikme durumunu (MEB,2000).

Bu grupta yer alan bireylerin zeka bölümleri 35 ve altındadır. Bu gruba giren çocukların neredeyse tamamı doğumda ya da hemen sonrasında farkına varılırlar. Çocuğun merkezi sinir sisteminde ciddi hasar vardır. Bir çoğunun başka yetersizlikleri ve sağlık problemleri vardır.

Çoğu kez kişisel gereksinimlerini karşılamada yetersiz kalırlar, hareketleri sınırlıdır ya da bağımsız olarak harekette bulunamazlar. 24 saat bakıma gereksinim gösterirler.

Her ne kadar ağır ve çok ağır derecede gerilik gösteren çocukları birbirinden ayırmada ZB puanları esas alınmakla birlikte daha da önemli olan bulundukları işlev düzeyidir. Yakın bir zamana kadar ağır derecede gerilik gösteren bireylerin eğitimlerinde özbakım (tuvalet, giyinme, yeme ve içme) ve iletişim becerilerinin öğretimine ağırlık verilmekte idi.

Öğretim teknolojilerindeki en son gelişmeler bu gruba giren birçok bireyin, daha önce öğrenemeyeceği düşünülen birçok beceriyi öğrenebileceğini, toplumda yaşamlarını pekala sürdürebileceğini göstermektedir.

Yakın zamana kadar bu çocukların pek çoğu eğitim sisteminin dışında tutuluyordu. Günümüzde bu çocuklara geriliklerinin derecesine ya da tipine bakılmaksızın eğitim olanakları sağlanmaktadır.

Zihinsel Engelin  Nedenleri

Doğum öncesi: Hamilelik döneminde annenin geçirdiği bulaşıcı hastalıklar, kullandığı ilaçlar, kazalar ve zehirlenmeler, röntgen çektirme, yetersiz beslenme,

– Akraba evliliği, kromozom bozuklukları, kan uyuşmazlığı,

– Doğuştan metabolik bozukluklar.

Doğum sırasında: Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması,

– Doğum sırasında bebeğe bulaşan enfeksiyonlar,

– Zor doğum nedeniyle kullanılan bazı araçların (vakum, forseps vb.) bebeğe zarar vermesi,

– Erken ya da geç doğum.

Doğumdan sonra : Çocuğun geçirdiği ateşli hastalıklar (kızamık, menenjit vb.)

– Beyin hasarına yol açan kazalar, zehirlenmeler,

– Çocuğun beyin gelişimini etkileyecek yapısal bozukluklar ve hormonal düzensizlikler,

– Ayrıca çocuğun yetersiz beslenmesi, uyarıcı eksikliği, ev ortamının çocuğun oynaması ve çevreyi keşfetmesi için uygun olmaması da hafif derecede zihinsel engele neden olabilmektedir.

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

MOTOR GELİŞİMLERİ

  1. Beden gelişimleri çok geri kalmış ya da duraklamış olabilir.
  2. Kol bacak kasları gelişmiştir, bazı çocuklar vücut hareketlerini (yürüme, koşma, merdiven çıkma v.b) normal yaşıtları ile aynı zamanda, bazıları ise yaşıtlarından biraz daha gecikmeli olarak yapabilirler .
  3. Yürüyüş, sıçrama, atlama hareketlerini yapmada kolaylık görülür. Belirli uzaklığa topu fırlatma ve yakalama gibi el ve kol kaslarının kontrolüne yarayan düzenli denemeleri çoğu kez başarabilirler.
  4. Devamlı ve daha fazla dikkat harcayarak kalem fırça ve tebeşir kullanma becerisi kazanırlar. El becerilerine karşı ilgi artar. Makasla kağıt kesmekten, çekiç ve testere gibi aletlerle iş yapmaktan hoşlanırlar, ama yaptıkları işler genellikle kabaca işlerdir.
  5. Bir kısmı bakmadan yazabilecek hale gelebilir. Okumayı tam olarak öğrenebilenlerin sayısı ise daha da azdır.
  6. Fiziksel gelişimleri (boy-kilo) ise yaşıtlarının gelişimi ile bir tutarlılık gösterir.
  7. Normal yaşıtlarına göre daha sık hasta olurlar. Kendilerini korumayı normal çocuklar gibi bilemezler.
  8. Zihinsel engele ek olarak görme ve işitme gibi bedensel özürler söz konusu olabilir.
  9. Basit hareketlerde yaşıtlarından gerilik,karmaşık hareketlerde belirli gerilik yanında yürüme, oturma, durma ve benzeri hareketlerde zayıflık görülür.

ZİHİN GELİŞİMLERİ

  1. Akademik kavramları geç ve güç öğrenirler. Fazla sabır ve tekrar gerektirir. En çok sıkıntı çektikleri konular matematiksel işlemlerdir. Bu çalışmalara karşı ilgileri çok geç ve sınırlı olarak gelişir.
  2. Dikkat süreleri kısa ve dağınıktır .Devamlı izleme , teşvik ve değişiklik isterler .Bir ders konusu ne kadar ilgi çekici olsa da etkinliklere kısa süre katılırlar.
  3. İlgileri kısa sürelidir: yakın şeylere ilgi duyarlar ve uzak gelecek ile ilgilenmezler.
  4. Ders,birbirini izleyen ilginç etkinlikler dizisi olmadıkça ilgilerini çekmez. Çok ilginç buldukları çalışmalardan dahi kısa bir süre sonra bıkarlar
  5. Somut şeyleri daha kolay ve iyi kavrarlar. Kavramların somutlaştırılması anlamayı kolaylaştırır.
  6. Zaman kavramı çok geç ve güç gelişir.
  7. Kendilerinden küçükler ile ilişki kurmayı ve oynamayı severler.
  8. Konuşmaya geç başlarlar. Konuşma gelişimleri zihinsel engelin derecesi ile orantılıdır.
  9. Genelleme yapamazlar.
  10. Kazandıkları bilgileri transfer etmekte çok güçlük çekerler.
  11. Bir etkinliği bir işi tümüyle Öğrenmek için onların basit bölümlere ayrılmasını isterler .
  12. Parçadan bütüne doğru öğrenirler. Öğrenme hızları yavaştır
  13. Bu çocuklara her detay ayrı ayrı açıklanır ve istenilen şey somut olarak gösterilirse ,zihin karışıklığına meydan vermeden öğretmek kolay olur.
  14. Gördükleri ve duydukları şeyleri çabuk unuturlar; bellekleri zayıftır. Bu çocuklar ,verilen bilgi ve uyarıları kısa zamanda unuturlar. Uyaranların kalıcı olması fazla tekrarı gerektirir.
  15. Yakın gelecekteki konulara ilgi duyarlar. Uzak gelecekle ilgilenmezler.
  16. Algıları ,kavramları ve tepkileri basittir.

DİL GELİŞİMLERİ

  1. Konuşmaya geç başlarlar.
  2. Konuşmalarında ses bozuklukları vardır (artikülasyon)
  3. Kelime hazineleri zayıftır.
  4. Alıcı ve ifade edici dil gelişimleri zayıftır.
  5. Konuşmaları akıcı değildir.
  6. Okuduklarını anlatmakta güçlük çekerler.

KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

  1. Duygu ve düşüncelerini açık ve bağımsız olarak ifade edemezler. Kendilerine güvenleri azdır.
  2. Bağımsız hareket etmekten çekinirler.
  3. Yeni durumlara uymakta çok zorluk çekerler.
  4. Bir işi sonuna kadar sürdüremezler. Kolayca yorulurlar.
  5. Geç ve güç dostluk kurarlar.
  6. Sorumluluk almaktan kaçınırlar.
  7. Birlikte bulundukları kişilerin duygu ve düşüncelerine ilgi ve saygı duymazlar.
  8. Kendi kendilerin bir işe başlama ve devam etme arzusu duymazlar.
  9. Kendilerinden küçükler ile ilişki kurmayı ve oynamayı tercih ederler. Bu çocukların konuşma, ilgi, zeka, sosyal ve bilgi seviyeleri akranlarından geri olduğu için kendi seviyelerinde anlaşabileceği takvim yaşları küçük normal zeka seviyesindeki çocuklarla oynarlar.
  10. Sebatsızdırlar kolayca cesaretleri kırılır. Ufak tefek engeller karşısında yılgınlık gösterirler.
  11. Her etkinlikte yapabileceği yerden başlamak ve ilerlemek son derece önemlidir. Böylece çocuğu , düşebileceği yılgınlık ve panikten kurtarmak mümkün olur.
  12. Bir amaca ulaşmak için kuvvetli duygular hissetmezler. Ufak tefek engeller karşısında çözüm yolları aramazlar .Hemen yılgınlık gösterirler.

SOSYAL İLİŞKİLERİ

  1. Sosyal bakımdan pek çok uyumsuz halleri vardır. Sosyal durumlara kendi kendilerine uymada zorluk çekerler. Anlayış ve bol sosyal yaşantılar sağlamak uyumu artırıcı etmenlerdir.
  2. Sosyal faaliyetlere karşı ilgisi azdır.
  3. Sosyal ilişkilerde bencildirler. Davranışlarında her şeyin kendilerine ait olmasını isterler,paylaşımcı değildirler.
  4. Sosyal ilişkilerinde Kendilerini grupta kabul ettirecek becerileri azdır. Sosyal yaşamdan uzaklaştırılması bu durumu arttırıcı bir etkendir.
  5. Sosyal ilişkilerinde Grupta daima başkalarına tabi olmak eğilimindedirler.
  6. Sorumluluk almaktan çekinirler .Bunda kendilerinde grubu yönetecek yeterliliği ve güveni görmemeleri ve sınırlı sosyal yaşantılara sahip olmaları önemli rol oynayabilir.
  7. Oyun ve toplum kurallarına uymakta güçlük çekerler.
  8. Kuralları zor olan oyunlara ve faaliyetlere katılmazlar .
  9. Giydiklerini , uygun şekilde giyemez ve kendilerine yakıştıramazlar. Bu özellikler daha çok, sosyal yaşantılardan yoksun bırakılmış giyinme ve tuvalet yapma konusunda yeterli beceri kazandırılmamış çocuklarda görülür.
  10. Nezaket ve görgü kurallarına uymakta zorluk gösterirler. Hangi davranışların uyumlu olduğunu öğrenmesi için uygun yaşantılardan geçmesi gereklidir.

ÖZBAKIM BECERİ GELİŞİMLERİ

  1. Tuvalet eğitimlerini geç kazanırlar.
  2. Bazılarında gece işemeleri devam edebilir.
  3. Temizlik, giyinme, soyunma, vb. özbakım becerilerini geç kazanırlar.

İŞ VE ÇALIŞMA ÖZELLİKLERİ

  1. Bu çocuklar yaşıtları gibi bir iş sahibi olmak isterler.
  2. Bu çocuklar, pek çok iş yapabilir ve meslek sahibi olabilirler.
  3. Monoton işlerde normal çocuklardan üstün başarı gösterirler.
  4. İşlerine daha bağlıdır. Tam zamanında gelir ve tam zamanında işlerinden ayrılırlar.
  5. Emniyet kurallarına son derce saygılıdırlar.
  6. Kendilerine uygun mesleki alanda kolay eğitilirler.
  7. Bu çocuklar genellikle sakindir ve işverenin isteklerine uygun davranış gösterirler.
  8. Başarı gösterdikleri işlerden gurur duyarlar.
  9. Ani çıkan sorunların çözümünde birinin yanında olma ihtiyacını hissederler.
  10. Bedenen bir şeyler yapmaktan ,ortaya bir ürün çıkarmaktan çok hoşlanırlar.
  11. İşe başlatılmaları çok zaman alır ve sabır ister.

TESBİT TEŞHİŞ VE YERLEŞTİRME

Zihinsel engelli çocukların tespitleri, teşhisleri ve mesleki rehabilitasyonları bakım ve öğrenimleri ile ilgili kurumların başında

Rehberlik ve Araştırma Merkezi gelmektedir. Okul öncesinden üniversiteye kadar her kademedeki başarısız öğrencilerin durumları bu kurumda incelenmekte , başarısızlık nedenleri tespit edilmekte ve bu nedenlere yönelik düzeltici tedbirler alınmaktadır.

Zihinsel engelli öğrencilerin tespitleri genellikle aile ve öğretmen kaynaklarına göre yapılmaktadır. Sınıflarında üst üste kalmış,okuma yazma ve dört işlemi başaramamış, öğrenme güçlüğü çeken bütün gelişimlerinde akranlarına göre gerilik gösteren,dikkat ve algılama güçlüğü içerisinde bulunan öğrencilerle ilgili gözlem formu doldurularak inceleme talebiyle birlikte Rehberlik ve Araştırma Merkezine gönderilir

Bu öğrenciler, merkezde ya da öğrenci taramalarında seviye tespitleri yapılarak gerekli görülenler grup testine ya da incelemeye alınmaktadırlar. İnceleme neticesinde orta düzeyde zihinsel kapasiteye sahip olduğu tespit edilen özel eğitim sınıfı açılması için yeterli sayı teşekkül etmişse kaynaştırma eğitimine alınırlar. Bu öğrenciler için inceleme raporu düzenlenerek okullara gönderilir.

Okul müdürlüğü broşürün son sayfasında bulunan Kaynaştırma Eğitimi Bilgi Formu’nu doldurup onayladıktan sonra bir nüshasını

Rehberlik Araştırma Merkezine gönderir ve böylece yerleştirme işlemi tamamlanmış olur.

AİLELERE ÖNERİLER

Zihinsel Engelli Çocuklara, normal çocuklara uygulanan eğitim programının hafifletilmiş ve işleniş süresi daha kısaltılmış,

özel eğitim programları uygulanmalıdır. Zihinsel Engelli Çocuklar;

–  İlköğretim okullarında, normal yaşıtlarıyla aynı sınıflarda kaynaştırma programına alınabilirler.

–  İlköğretim okullarının bünyesinde açılan benzer özellikteki çocuklardan oluşan özel eğitim sınıflarına yerleştirilebilirler.

–   Bu iki uygulamaya destekleyici olarak özel eğitim rehabilitasyon merkezlerinin eğitim ve öğretiminden yararlanabilirler.

Bu programda hizmet veren uzman kadromuz üniversitelerden lisans ve lisansüstü dereceye sahip;

Özel Eğitim Uzmanları,

Zihinsel Engelli Sınıf Öğretmenleri,

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmenleri,

Okul Öncesi Öğretmenleri,

Psikologlardan oluşmaktadır.