Özel öğrenme güçlüğü, kesinlikle zeka geriliği olmayan ancak okuma, yazma, matematik ya da dinleme gibi alanlarda zekasına göre düşük başarı gösterme durumudur.

Özel öğrenme güçlükleri; zekaya dair bir sıkıntıya işaret etmez. Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Tom Cruise gibi ünlü ve başarılı isimlerde de öğrenme güçlükleri görülmektedir. Bu bilgiyi verdikten sonra; çocuğunuzda öğrenme güçlüğü olup olmadığını tespit etmek için bazı yöntemler bulunmaktadır.

Bir Çocukta Öğrenme Güçlüğü Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Özgül öğrenme bozukları genellikle ilkokul 1 ya da 2. Sınıfta anlaşılmaya başlanır. Özgül öğrenme bozuklarının büyük bir kısmı disleksiyi oluşturmaktadır. Disleksi; okuma güçlüğünü ifade eder.

Okuma ve yazma konusunda zorluk yaşama, birinci sınıfta fark edilir. Bu çocuklar zeki olmalarına rağmen, okuma ve yazmayı aynı hızda öğrenemez. Yaşıtlarının gerisinde olurlar. Yavaş okuma ile beraber harf karıştırma gibi problemler de meydana gelir. Özellikle harf ve ses uyumu gelişmemiştir.

Okuduğunu anlamakta güçlük çekerler. Yazı yazarken harf ya da hece atlamalar görülebilir. Semboller ters yazılabilir. imla ve noktalama hataları meydana gelebilir. Çarpım tablosunu zor öğrenebilirler. 

Okul öncesi çocuklarda da bazı öğrenme güçlüğü belirtileri görülebilir. Özellikle konuşma gecikmeleri, kelimeleri yanlış telaffuz etme, konuşurken harf ve hecelerin yer değiştirmesi gibi belirtiler özgül öğrenme güçlüğüne işaret edebilir. Özellikle bir şey anlatırken zorlanma, az konuşma ya da kelime dağarcığının yetersiz olması da bu belirtiler arasında kabul edilir.

Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuklara Nasıl Bir Destek Sağlanmalı?

Özgül öğrenme bozukluğunun tedavisi doğru eğitimdir. Özgül öğrenme bozukluğu olan bireyler, oldukça başarılı ve toplama, kendilerine yararlı bireyler olabilir. Bu noktada kendilerine olan güveni kazandırmak için küçük yaştan itibaren bu durum hakkında bilinçlenmesini sağlamak ve doğru eğitimi vermek yeterli olacaktır.

Bu çocuklara eğitim; özgül öğrenme bozuklukları alanında eğitimli ve uzman kişiler tarafından verilmelidir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde çocuğun nasıl bir öğrenme problemi olduğu belirlenir ve buna uygun bir tedavi planına başlanır. Erken tanı, özellikle tedavide başarı elde etmek için oldukça önemlidir.

Ailelerin durumu en erken dönemde kabullenmesi, tedavi için adım atması ve bu duruma karşı motivasyonu yüksek şekilde çocuk ile beraber hareket edilmesi gerekir. Çocuk, doğru eğitim, destek ve sevgi ile hızlı bir şekilde iyiye gider.

Özellikle özgüveni destekleyici çalışmalar yapılması gerekmektedir. Teşhisin koyulmasından sonra; uzman, aile, okul, özel eğitimciler işbirliği içinde olmalıdır. Çocuğun güçlü yanlarını bulmak, başarı yakalamasını sağlamak oldukça önemlidir.